“babacığım
keşke seninle aynı gün ölebilseydim
Ardında
aslında mutsuz bir nefes bıraktın
kulağimda
çınlayan bir ses bıraktın
Hakkın yoktu
inan, hiç hakkın yoktu.
Beni çok
erken bıraktın
Ah! Bir
bilsen seni ne çok özledim
İnan o çocuk
ruhumla gelirsin diye
Yıllarca
bekledim
Hiç
inanmadım öldüğüne.
O çizgili
pijamalarınla
Pencerenin
önünde buluvereceğim sandım hep
Uzansam
tutacağım sandım
Günde bin
kere uzandım,bir kez bile tutamadım
Gördüğüm her
ak saçlı adamı
Sensin
sandım zaman zaman
Karşımdasın
gibi gördüm kimi an
Ama
kayboldun duman duman!”
Ah! Bir
bilsen babacığım, bu yetimlik ne yaman.
Sen gittin
gideli sevmiyorum o bayramları, yalan değil kıskanıyorum babası olanları, Hele
“babalar günü”var ya babacığım O gün kahroluyorum… Sanki derin dipsiz kuyularda
boğuluyorum.”bir yetim lena’nın şiiri.
Bu şiiri
okuyan Lena’dan sonra bir baba söz aldı;“-ben de hanımım vefat ettiği için
“Anneler gününde çocuklarımı alıp uzaklara götürüyorum. Çünkü herkes hediyeler
alıp annesine koşacak. Bizim çocuklar da boyunlarını bükecek… Yetim; orta, genç
hele o minik kalpler boyun bükerek, üzüntü dolarken o minik kalpler siz anneler
babalar gününü kutlayacaksınız öyle mi? nasıl bencil kara, vicdan sahibi siniz?
Öyle… Kahrolsun… Kahrolsun… Kahrolsun… Lâ’net… Lâ’net… Lâ’net… Olsun, böyle anneler babalar gününe. Gâvur
batıdan gelen hiçbir şeyi hiç sevmedim hiç illaki bir çıkar içinde bozgunculuk
vardır. Lâ’net… Olsun sana zâlim gâvur batı Lâ’net…
“Yetimin
ağlayışından arş titrer.” Ve ALLAH(c.c) onların haklarını hiç kimsede bırakmaz…
Kutlayan! Dindarlara duyurulur…
Tüm, Anne ve
babaların Hediyeleştiğinden duydukları mutluluk, yetim bir boynu bükük minikçik
kalbin üzülmesine değer mi?
Es-Selâmu Aleyküm ve
Rahmetullahi ve Berakâtuhü
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder