29 Nisan 2008 Salı

ADNAN MENDERES

N.F.K ISAKÜREK’in cinnet mustatili sayfa:290

“Adnan bey, daima olduğu gibi, bir mahkûm sandalyesinden farksız, şahane tahtı üzerinde bütün bu olanları zarif bir tebessümle karşılıyor ve içine, ne olduğu anlaşılmaz bir takım hisleri gömmekle kalıyor.”
Sayfa:295”mahkum sandalyesinden farksız şahane tahtında oturan iktidar adamının ruhundaki iktidarsızlık ukdesinden kuvvet almaktadır.”
REİSİN, şahitten ziyade suçluya yaraştırırcına sorduğu ilk sual:
-gençlik sizin aleyhinize; ne dersiniz?
-hangi gençlik? Mahalle aralarında bando mızıka geçerken önünde ve arkasında giden sümüklü kopillere meydan yerlerini doldurucu zamane çocukları mı? Yoksa 32 dişini birbirine gömmüş ve her biri köşeye çekilmiş ıstırapla susan, milyonluk, mukaddesatçı Anadolu gençliği mi? Bunlardan hangisi benim aleyhime, hangisi lehime söyleyeyim mi?
-hayır, söylemeyiniz!
Reisin gerekli cevabı aldıktan sonra netice hükmüne bağlamasını istemediği manasına bu “hayır”ihtarı gayet manalıdır ve her defa tekrarlanacaktır.
-Büyük gazeteler de aleyhinize… Ne dersiniz?
-“Büyük gazete”den murat nedir? Tiraj sağlamak için işi fuhuş albümcülüğüne döken baldırbacak gazeteleri mi?
-Hayır
Sual:
-Sizin için din istismarcısı diyorlar, ne dersiniz?
-Sizi tenzih ederek arz edeyim ki. Reis beyefendi, din gayreti gösterenlere istismarcılık izafe etmekten daha feci ve şeni bir mefhum istismarı olamaz. SU eritir, ateş yakar, yani keyfiyetini icra eder, istismar etmez… Dindar içinde aynı şey… İstismarın ilk şartı ve kanunu samimiyetsizliktir. İmanın ilk şartı ve kanunu da ihlâs ve samimiyet olduğuna göre müminlere böyle bir isnat, minareye kuyu demek kadar abestir ve tabir hokkabazlığıyla hamakat istismarının ve fikir iffetsizliğinin ta kendisidir. Misaller izah edeyim mi?
-Hayır!
Cinnet mustatili sayfa:302
(Adnan Menderes’gizli konuşurken).
-N.F.KİSAKÜREK:-YOL NEDİR
-Madde imarından evvel ruh kalkınması…
-Usul nasıldır ve isnat neyedir
-Usul, ideal sahibi insanlara mahsus en sert gözü karalılıktır ve isnat, millettir.
Haklı cüret, imanlı cesaret, dava sahibi cesaret ve köklere kadar inmeyi bilen samimiyet; işte demokrat partinin mahrum olduğu hassalar.
Bütün bu hayati problemleri ortaya atıyorum ve sözlerimin birçok yerinde hoşa gitmediğimi anladığım halde tonumu düşürmüyorum:
-Herhalde nazarınızdan kaçmamıştır, beyefendi:1959 büyük doğu’larında hakkınızda iki yazım çıktı. ”YA OL, YA ÖL!” VE “1960 son vade …” Sizin nasibiniz, alelade, seri malı Başvekillik şartlarına uymaz. Size iktidarın yolunu açan kader, ya olmanızı yahut ölmenizi amirdir. Ya öldürüleceksiniz yahut öldüremedikleriniz tarafından öldürüleceksiniz!

Hiç yorum yok: