28 Mayıs 2012 Pazartesi

Dünyaya gelmek istedik mi ?

Aklınıza ne geliyorsa soru cevabı Kur-anı Kerim’de açıkça var. Niye okumuyorsunuz. Kurtarmak için bahane arıyorsunuz?

ARAF SURESİ:172- Hani Rabbin, Ademoğullarının sırtlarından zürriyetlerini almış ve onları kendi nefislerine karşı şahidler kılmıştı: "Ben sizin Rabbiniz değil miyim?" (demişti de) Onlar: "Evet (Rabbimiz'sin), şahid olduk" demişlerdi. (Bu,) Kıyamet günü: "Biz bundan habersizdik" dememeniz içindir.
173. Yahut "Ancak, atalarımız şirk koştular, biz ise onlardan sonra gelen bir nesil idik; şimdi o batılı tesis edenlerin yaptıklarıyla bizi helak mı edeceksiniz?" demeyesiniz diye.
Biz dünyaya gelmek istemedik diyenlere. Bizim suçumuz ne diyenlere ALLAH(C.C)’NİN Kur-anı Kerim’inde cevap. Bu gün sitem edenlere.
Ahzab Sûresi, 72 ayette; “Biz, emaneti göklere, yere ve dağlara arz ettik. Onlar onu yüklenmeye yanaşmadılar, ondan korktular da onu insan yüklendi.
(Demek ki dünyaya gelmeyi insanlar istedi.) Tabi ki dün ne yediğini unutan nankör insan işine gelmeyeni hatırlar mı?) Araf suresi-172 de "Evet (Rabbimiz'sin), şahid olduk" demişlerdi.dedin şimdi de biz dünyaya gelmek istemedik nasıl dersin insanoğlu hee.!
Söylendiği yere de KALU BELA denir.
İNSANLAR BU DÜNYAYA NE HALDE GELİRLER?
Bütün insanlar, bu dünyaya İslâm fıtratı üzere, yani, Müslüman doğarak gelirler. Sonradan büyüyünce her biri ya kendi akıl ve iradesini iyiye kullanarak İslâm fıtratı üzere yaşamaya devam eder, Müslüman’ca bir hayat sürerler... Veya menfi çevrelerin tesirinde kalarak, bu temiz fıtratlarını değiştirir, İslâm'ın dışında bir hayat sürmeye başlarlar. Bu hususa Peygamberimiz, bir hadis-i şeriflerinde şu şekilde işaret buyurmuşlardır:
"Her doğan, İslâm fıtratı üzere doğar. Sonra onu, anası - babası (yakın çevresi) Yahudi, Hıristiyan ve Mecusî yapar."
Allah dünyayı ve içindeki varlıkları yaratmadan evvel, öncelikle gelmiş ve gelecek bütün insanların ruhlarını yaratmıştır. Bunları ruhlar âlemi denilen bir âlemde bir araya getirmiştir. Daha sonra hepsini birden huzurunda toplayarak kendilerine hitaben:
Ben sizin Rabbiniz değil miyim? Diye sormuştur. Ruhlar da: Evet, sen bizim Rabbimizsin, diye cevap vermişlerdir. "Ancak sana ibadet eder, senden yardım dileriz" demişlerdir. İşte bu konuşmanın vuku' bulduğu zamana, Kâlû Belâ denir. Allah daha sonra insan ruhunun bu sözünde ne derece samimî ve doğru olduğunu ortaya çıkarmak için, şu dünyayı bir imtihan yeri olarak yaratmıştır. Ve her bir ruhu ayrı bir bedene yerleştirerek, onları belli zaman aralıklarıyla şu imtihan meydanına göndermiştir. Böylece insanın önüne iki yol açılmıştır: Ya akıl ve iradesini iyiye kullanarak Kâlû Belâ'daki gibi Allah'ı Rab tanımakta devam edecektir. Yahut da iradesini ve aklını kötüye kullanarak Rabbini ve Allah'ını inkâr edecek, O'na kulluktan kaçacak, şeytan'ın yoluna sapacaktır. Allah'a sonsuz şükürler olsun ki, biz Müslümanlar, Kâlû Belâ zamanında Rabbimize verdiğimiz sözde duran kimseleriz. İnşâallah son nefesimize kadar da bu sözümüzde durmaya devam edeceğiz.
Kaynak: http://fikih.ihya.org/islam-fikhi/kalu-bela.html
en doğrusunu ALLAH(c.c) bilir
 

26 Mayıs 2012 Cumartesi

Dua nere gider.


Selâm, hidayete tâbi olanların üzerine olsun!
(Sadece Allah’ın dilediği ve razı olduğu kimselere şefaat (1)* etmesi için izin verilen, göklerde nice melekler vardır.) [Necm 26]
İnsanlar değil dikkat edin! MÜSLÜMAN, MÜ’MİN olanlar vefat yani dünyadan göçtüğün de vazifeli olan melek ALLAH’HA dönerek bu mü’min vefat etti daha işim kalmadı der. ALLAH da o meleğe dünyadaki ömrün de o kulum ne yaptı (ise)*O, şekilde devam et der ve mahşere kadar o melek devam eder (şefaat-yardım bu şekil de)*o ne yaptı ise onu yapar zikreder.
(ise)(1)*=kıldığı namazlar, dua, zikir, okuduğu veya dinledi ise kur’anı kerim, verdiği selamlar v.b gibi hayırlı olan ameller
                                             Dua edin size de dua eden olsun!
Bir Müslüman’a ölü-diri Fatiha okursan daha fazlası ile sana da okunur. Atfen (2)* ayet var
Gecen üstat Necip Fazıl Kısakürek'in ruhuna hediye eylemek üzere bir el-Fatiha diye twit attım
Bir kişi RT ledi. O kadar üzerimiz de hakkı olan birine çok bu yakışır bir tavır değildi; ağır geldi, alındım, incindim, çarpıldım sizin adınıza zira NFK’YA dua etmediniz siz de dua alamayacaksınız diye. Dua etmiyorsun ki dua alasın.
İşte ayet: edersen ederler;DUA
“- kim bir iyilik getirirse ona daha hayırlı karşılık vardır. Kim bir kötülük getirirse, o kötülükleri işleyenler ancak yaptıkları kadar ceza görürler.” (Kasas 84),(2)*
KUR’ANI-KERİM’DE BAZI DUA’LAR
Duanız olmazsa ne ehemmiyetiniz var! Furkan,25/77
Dua edin kabul edeyim.” Mü’min, 40/60
”Ey Rabbimiz! Bize katından bir rahmet ve işimizde doğruyu göster ve bizi başarılı kıl.” Keyf, 18/10
Ey Rabbimiz, bize çok sabır ver, Müslüman olarak canımızı al! Araf: 126
Ey Rabbim, beni ve neslimi namazı devamlı kılanlardan eyle; ibrahim: 40-41
duâmı kabul et, kıyamette hesap olunacağı gün beni, ana-babamı ve müminleri bağışla! ibrahim: 40-41>
Duamı kabul et, kıyamette hesap olunacağı gün beni, ana-babamı ve müminleri bağışla! İbrahim: 40-41"ölmüşlerimize de dualar gider. kur’an-ı kerim’de Hz.ibrahim ölmüş olan anne ve babasına ve tüm mü’minlere dua ederken geçmiş ve gelecek olan (“dikkat edin”mü’minlere )de dua ediyor; yani ölüye de diriye de dua olur, amel defederi mü’minin kapanmaz
(Tevbe edip iman eden ve salih amel işleyenlerin günahlarını sevaplara çeviririm. Allah çok affedici ve çok esirgeyicidir.) [Furkan 70
(Allah, dilediğinin, şirkten [küfürden] gayri günahlarını affeder.) [Nisa 48, 116]
”iman edip iyi işler yapanların (geçmişi) kötülüklerini elbette örteriz ve onlara, yaptıklarının daha güzeli ile karşılık veririz.” Ankebut/7

23 Mayıs 2012 Çarşamba

Yapacağınız her işte şöyle dua edin. Kur’an-ı Kerim de mevcut duadır.


De ki: «Rabbim, gireceğim yere doğrulukla girmemi sağla, çıkacağım yerden de doğrululukla çıkmamı nasip et ve benim için kendi katından yardım edici bir kuvvet ver.»…İsra17/80
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------
sınava gireceklere:
“Rabb’şrah li Sadri ve yessir li emri,va’hlül ukdeten min lisani,yefkahü kavlî.”  (Taha Suresi: 25-28)

ANLAMI:”Ya Rabbi!,Göğsümü ve gönlümü genişlet,işimi kolaylaştır,Dilimin bağını çöz,sözümü anlaşılır eyle.”

20 Mayıs 2012 Pazar

Cennete ameli çok olan değil. İmanı olan girer.


Kardeşim, sen benim kardeşimsin, çünkü ALLAH bizi kardeş etti. "Mü'minler ancak kardeştirler" (Hucurat /10)
Selam vermenin bir anlamı da, muhatabına “İstikbalin cennet olsun” duasını etmekmiş. Herkese selam olsun. Ayrı cana sana da selam olsun.
Selamun aleyküm, kardeş. Yani istikbalin cennet olsun kardeş. Demektir
Ve aleyküm selam. Yani senin de istikbalin cennet olsun. Demektir
Cennete ameli çok olan değil. İmanı olan girer.
Amel, amelelikten gelir, inşaat amelesini düşün bedenen çalışır. Yani bedenen yapılan işe amel denir.
İçinizden Fatiha veya dua okumak da bedenen yapılan bir iştir, çünkü bedeniniz de yaparsınız bu eylemi.
Amel, namaz kılmak, oruç tutmak, zekât, hacca gitmek, iyilik yapmak Allah rızasını niyet ederek, sadaka vermek, selam vermek, salâvat Salâvat” duadır, AHZÂB Sûresi 33. 56. > Allahumme salli ala Muhammedin ve ala âli Muhammed”
getirmek ve bunlar gibi eylemler ameldir.
Duanız olmazsa ne ehemmiyetiniz var! Furkan,25/77
Dua edin kabul edeyim.” Mü’min, 40/60
                                         Cennete ameli çok olan değil. İmanı olan girer.
İmanı olan muhakkak cennete girer.
Ameli çok olmak sadece cennetteki tabakanı yükseldir. Günahı çok ameli =“sevabı” az olanlar, günahları sevabından çıkarılır,(mizan) da günahları karşılığı kadar cehennemde yanar. Temizlendikten sonra cennete girer.
Çünkü cennet temizdir, temizler girer.
Allahü teâlâ bize rahmeti ile, ihsanı ile muamele etsin, adaletiyle muamele ederse, yanarız.
İman: Amenna ve Saddakna,>* iman ettik, inandık ve tasdik ettik, (Nur 51-52)*ve (ÂLİ İMRÂN – 193)*
«Rabbimiz! Biz, 'Rabbinize iman edin' diye imana çağıran bir davetçi işittik, hemen iman ettik. Rabbimiz! Günahlarımızı bağışla, kötülüklerimizi ört, bizleri sana ermiş kullarınla beraber yanına al». ÂLİ İMRÂN – 193
(Tevbe edip iman eden ve Salih amel işleyenlerin günahlarını sevaplara çeviririm. Allah çok affedici ve çok esirgeyicidir.) [Furkan 70
(Allah, dilediğinin, şirkten [küfürden] gayri günahlarını affeder.) [Nisa 48, 116]
”iman edip iyi işler yapanların (geçmişi) kötülüklerini elbette örteriz ve onlara, yaptıklarının daha güzeli ile karşılık veririz.” Ankebut/7

Cehennem 7 tabakadır,Cehennem Kaç kattır 

link: http://siyasiibr.blogspot.com/2009/11/cehennem-7-tabakadrcehennem-kac-kattr.html

 


19 Mayıs 2012 Cumartesi

Sevinç ile hüzünün harç olduğu bir an oldu mu?


Duygusalınız da; sevinç ile hüzünün harç olduğu bir an oldu mu? Demek olmaz tabi ki de olmuş ve yaşamışınızdır. Ağlamaklısınızdır o an ve her zaman da yaşanmaz. Hüzün gözlerinizden yaş akıtacağı zaman sevinç tutar onu.
Benim Kur’an-ı Kerim de;şu ayetlerde o ruh-u halini yaşarım.
  La Tahzen «Üzülme, çünkü Allah bizimle beraberdir!»   9 / TEVBE - 40
Rabbin seni bırakmadı ve darılmadı. 93 / DUHÂ – 3
  La Tahzen «Üzülme hitabı Efendimiz(s.a.v)’min Hz. Ebu Bekir(r.a)’e olsa bile, vahiy olduğu hasebiyle aynı zaman da hitap Efendimiz(s.a.v)’edir. Yani ALLAH(c.c) Efendimiz(s.a.v)’e hitap etmiş olur.
  La Tahzen «Üzülme, Rabbin seni bırakmadı ve darılmadı. İşte o ruh-u hal anı. Bu ne naz bu ne sevgi, naz ve sevginin en doruk noktası. Ne kadar çok sevdin, bu nasıl bir sevgi, ne kadar da sevdin Habibini ALLAH’IM anlamak mümkün değil evet mümkün değil O(s.a.v) da SENİ(c.c).