7 Aralık 2009 Pazartesi

Hangi fırka kurtulacak delil, kanıt var mı?

Açıklamayı okuduktan sonra yorumlayın. İtikatta tek insanda olsa fırka da olsa eğer küfre gitti ise ebedi cehennemlik olur. Diğer 72 fırka cehenneme girer günahları kadar cezasını çektikten sonra cennete girer itikatlı olması şartı ile.
. Türkler ehl-i sünnet olduğu için. Kurulacak fırka ehl-i sünnet olacaktır işte kanıtlar
Peygamberimiz, "Ümmetim yetmiş üç fırkaya ayrılacak, bunların içinden bir fırkası ehl-i necat olacaktır" buyurmuş.
Peygamberimiz bu hadisi irad edince ashab sormuşlar:
- Yâ Resûlâllah, o kurtulan fırka hangi fırka olacaktır?
Şöyle cevap vermiş:- "Benim sünnetimden şaşmayanlar kurtulanlardan olacaktır! Yâni ehl-i sünnet ve cemaat mensuplarıdır."
Binâenaleyh, Peygamberimizin kitaplarda yazılı olan sünnetlerine bağlı kalan Müslümanlar, ehl-i necat, yâni kurtulanlardan olacaktır. Yeter ki sünnetten ayrılmasın, onu tek ölçü bilsin, şahıslarında tatbik etmekte ihmale düşmesinler.
“Konstantiniye elbet bir gün fetholunacaktır; onu fetheden asker ne güzel askerdir ve onu fetheden kumandan ne güzel kumandandır”(hadis-i şerif)
Bu hadis-i şerifler neye işaret ediyor. Türkler ehl-i sünnet olduğuna göre yetmiş üç fırkadan biri Resûlâllah’ın övdüğü komutan ve askerler Türk ve ehl-i sünnet olduğuna göre kurtulan fırka işaret edilmeli değil mi? ehl-i sünnet olacaktır. İnşallah.
Bazıları bu hadis-i şerefin uydurma olduğunu söylese bile Müslüman orduları niçin hem de Resûlâllah’ın irtihalinden kısa bir süre sonra niye İstanbul’u fethe geldi. Bu hadisi bildikleri için tabii ki.
İlk sefer, Hazreti Osman zamanında yapıldı. Hz. Osman, bir komutanı başkanlığında bir donanmayı Bizans'a gönderdi. Bu sefer ile hem Bizans donanmasına büyük kayıplar verdirdi, hem de bu sefer İstanbul deniz yollarının Müslümanlara açılmasını sağladı.
İkinci sefer, 668'de Emevi Halifesi Muaviye zamanında gerçekleşti. Bu seferde, Peygamber Efendimizi misafir etme şerefini elde etmiş Ebu Eyyub el-Ensari hazretleri de bulunuyordu. 96 yaşına rağmen Medine'den İstanbul üzerine sefere çıkmakta kararlıydı. Evlatları, torunları, hatta evlatlarının torunları bile vardı. Her biri:
"Babacığım, dedeciğim! Sen gitme! Senin yerine biz sefere çıkalım." demelerine rağmen, O şunları söylüyordu:
- "Hayır! Ben Kur'an-ı Kerim'i okudum. Oradaki cihat ayetlerini ve Fetih Süresi'ni müteala ettim. Peygamber Efendimizin İstanbul hakkındaki müjdesine şahit oldum. Bu sefere mutlaka çıkacağım."Bu sefere, Ebu Eyyub el-Ensari yanında pek çok sahabe de katılmıştı. Bu ikinci kuşatmadan da sonuç alınamadı. Fakat bazı sahabeler ve Ebu Eyyub el-Ensarî hazretleri İstanbul önlerinde şehit düşmüştü. O günün şartlarında şehitleri Medine'ye götürmek mümkün olmadığından, şehitleri gizli bir yere gömdüler. Ayrıca "Ebu Eyyub"un tanınması için bir mermer üzerine "Kabri Eyyub" yazısını işlemişlerdi.
Arap orduları dönem dönem tam beş kez İstanbul önlerine akmıştır. Bunların üçü kuşatma (İstanbul ilk olarak 669’da Muaviye bin Ebu Süfyan döneminde, sonra 673’te, ardından da 713’te kuşatıldı), ikisi ise akın biçiminde gerçekleşmiştir. Bazı sahabeler bu akın ve kuşatmalara katılmış, bazıları bu uğurda (Peygamber-i Âlişan’ın müjdesini gerçekleştirme uğruna) şehit olmuştur. Bunların en bilineni hiç kuşkusuz “Eyyûb Sultan” olarak meşhur olan Hâlid bin Zeyd el-Ensarî en-Neccârî’dir (r.a.)
İslam âleminde dört halife, Emeviler, Abbasiler ve Osmanlılar devrinde en büyük ideal haline gelen İstanbul’un fethine ilk teşebbüs, üçüncü halife hazret-i Osman devrinde 655 senesinde yapıldı. Emeviler devrinde Hazret-i Muaviye, oğlu Yezid kumandasında bir orduyu İstanbul’u muhasara için gönderdi. Bu muhasara da büyük sahabelerden hazret-i Ebu Eyyüb el-Ensari de bulunuyordu. 669 baharında kuvvetli bir şekilde muhasara edilen İstanbul feth olunamadı.
Bu ilk kuşatmaya katılan sahabeler
Bu ilk kuşatmaya katılan sahabelerin en tanınmışı halkımızın Eyüp Sultan olarak andığı Hz. Ebu Eyyub Halid el-Ensari idi. Eyüp Sultan, Peygamberimiz'i Medine'de evinde aylarca misafir etme şerefine erişmiş bir sahabeydi.
İslam tarihinin ünlü simalarından dört Abdullah'tan üçü de bu kuşatmaya katılmıştı. Bunlar, Peygamber Efendimizin amcası Hz. Abbas'ın oğlu Abdullah, Hz. Ömer'in oğlu Abdullah ve (cennetle müjdelenen sahabelerden Hz. Zübeyr'in) oğlu Hz. Abdullah idi. Bunlar dışında çok sayıda sahabe de İstanbul önlerine gelmişti.Peygamber Efendimizin(s.a.v) arkadaşlarının katıldığı ikinci İstanbul seferi ise 673'te başladı. 674'te İstanbul karadan ve denizden kuşatıldı. Bu kuşatma 6 yıl sürdü, ancak bir netice alınamadı.

İLK TÜRKÇE EZAN VE KURANIKERİM

İLK TÜRKÇE EZAN VE KURANIKERİM İlk Türkçe ezan, 30 Ocak 1932 tarihinde Hafız Rifat Bey tarafından Fatih Camii’nde ikindi vakti okundu. Türkçe Kuranıkerim çalışmaları da, 1932 yılında başlatıldı. Beyoğlu İstiklal Caddesi üzerinde bulunan Ağa Camii’nde ise bu tarihten itibaren imam, smokin ile cuma vaazı ve hutbeyi okudu.
kaynak: http://arsiv.ntvmsnbc.com/news/283946.asp

3 Aralık 2009 Perşembe

Osmanlı neden battı

Osmanlı neden battı. Aklınızla zor anlaşılır. Kesin ve hak (kesin değişmez doğru=hak) Kur-anı Kerim’den herkes anlayamaz en iyi anlayan bilen Kur-anı Kerim’i açıklayan peygamber(s.a.v) efendimizin sözleri olan hadislerden kolay anlaşılır.
İşte bir hadis:”Cenab-ı Hak; Kur-anı Kerim ile (âmil olan) kavimleri yükseltir ve onun izinden gitmeyenleri de alçaltır.”
not:Ama !Amerika ve batı neden yükseliyor diye soran kişiler çıkacaktır "şarj görüşlülere" diyeceğim ;onu da sen bul hadislerde. Bedavacılık yok. Araştır.

27 Kasım 2009 Cuma

Yıldız kaç köşedir, yıldız şekli

Altı (6) köşedir. Ben bu şekli gözlerimle yanımda bulunan şahitle gördüm. Doğal şeklini söylüyorum. Allah(c.c) kendi özel şekli bu yıldız altı köşeli. Nasıl bizim ve genel yıldız çizimi beş(5) köşedir. Ama neden? altı köşe dedim. Ben bunu yaşadım. Hangi sene olduğunu hatırlayamıyorum ama ramazan bayramı namazında idik. Ben genelde seccademi alıp dışarıda kılarım. Yaz, kış. O ramazanda kış ayları idi. bayram namazında hoca hutbede vaaz ederken sağanak şekilde kar yağıyordu. Ama kar mucize şekilde yıldız ve boncuk (hani bacılarımızın yazmalarının kenarına işledikleri boncuk büyüklüğünde) kar atıştırıyordu. Yıldızlar o kadar net hatlı ve her düşeni saydım altı köşe. Ama bizim bayraktaki yıldız şeklinde. Beş köşeli değil ama altı köşeli. Ve işin garibi o boncukçuklar misket gibi düzgün ve yuvarlak değil. Karışık elipsi, ovalimsi,yuvarlaksı şekilli. Ama yıldızlar hiç hatasız, kusursuz altı köşeli kar bembeyaz. Sanki Müslüman kullarım Benim(c.c) için oruç tutmuş ve Benim(c.c) için namaz kılıyor diye meleklere bu güzelliği yaptırdı.Sanki gösterişli, lüks, süslü ve bir o kadar da değişik, insani düş gücü ötesinde, olağanüstü bir hatıralık bir armağan verir gibi meleklerine kar ve kar boncuk serptirtdiriyordu. On veya on-beş dakika sürdü.
Not: iç içe geçmiş iki üçgenin oluşturduğu sahte yıldızlı bayraktaki gibi değil. Tam bizim bayrağımız gibi şekilli ama altı köşe. Başkalarının bayrakları ile karıştırmayın.
Not: buradan şu sonuç çıkmasın. OSMANLI ve TÜRKİYE bayraklarında 5 köşe ile temsil edilmiş ve 5 köşe yıldıza kesinlikle itirazımız olamaz. Kesin kabuldür. Öyle takdir edilmişse öyledir. Sadece yaşadığımı paylaşmak ve tarihe yaşanmış bir olayı not düşmek içindir.
Benim 3 canlı şahidim var. Onlara da seccadeye düşen yıldız ve boncukları el işareti ile gösterdim. Başka bu yazıyı okuyup bu olayı benim gibi gören birileri varsa e-mail’ime yazabilir.
İbr1461@hotmail.com

Fotoğraf makinesi ile çekilen kar tanesi sekli köşeleri sayınız.
kar taneleri resimleri linki: https://www.google.com/search?q=kar+taneleri+resimleri&hl=tr&client=firefox-a&hs=0Qf&rls=org.mozilla:tr:official&prmd=imvns&tbm=isch&tbo=u&source=univ&sa=X&ei=HoynT4XtCOWwiQLfk52wAg&ved=0CHIQsAQ&biw=1024&bih=629